Monday, November 19, 2012

Gelemer Karıncasının Hikayesi

         Çok uzun hikayesi olsada Gelemer' in, ben size biraz kendi hikayemden bahsedecğim. 


  Benim adım Gelemer Karıncası. Benim tüm hikayem köyümüze haberci karıncanın gelmesiyle başladı. Habercinin gelmesiyle büyük bir konsey toplandı ve dinlediler haberci karınca ne anlatırsa... Uzaklarda bir yerde bir arazi varmış. Burası Seda Amca'nın arazisiymiş.


  






   Yeni birileri bu araziye gelmiş ve toprağa, dogaya, dünyaya zarar vermeden hatta ona yardımcı olabilecekleri şekilde, gençlere umut getirebilecek bir yaşam kurmayı düşünmüşler. Kendilerine Datça Sürdürebilir Yaşam Kollektifi demişler. Hep birlikte istemişler bunları, Seda Amca'da izin vermiş arazisinde yapmak istediklerine. 










Birkaç karınca zamanı geçmiş ve sonunda başlamışlar çalışmaya. Sonra yanlarına birileri daha gelmiş sonra birileri daha ve birileri daha...

Hem eğleniyorlar hem gülüyorlar hem yüzmeye gidiyorlar hem de çalışıyorlamış. Günler böyle geçip giderken Yasemen bir rüya görmüş:

Arazide bir sürü Karınca varmış karıncalar öbek öbek, renk renklermiş. Bazıları korkmus bazıları kızmış bazıları istememiş bu karıncaları. Akşam oldugunda Yasemen uykuya dalmış. Rüyasında neler yapacağını düşünmüş karıncalarla. Bu sırada koca kafalı, kıvırcık saçlı bir karınca gözünün önünde belirmiş. Gözlerini kırpıştırarak Yasemen' e bakmış:
Yasemen : Sen kimsin?

Karınca : Ben Gelemer Karıncasıyım.
Yasemen : Gelemer Karıncası mı? Peki ne yapıyorsun?
Karınca : Buraya geldik hepimiz.
Yasemen : Neden geldiniz?
Karınca : Çalışmak için.
Yasemen : Siz ne yapabilirsiniz ki! Siz çok küçüksünüz.
Karınca : Biz her şeyi yaparız merak etme sen...
Yasemen : Ama niye geldiniz ki?
Karınca : Ama bizi sen çağırdın ki :) :)

Sabah olmuş. Yasemen koşmuş dışarı ve bağırmış: Ellemeyin karıncaları! Bir şey yapmayın. Onlar bize yardıma gelmişler!

Konseydeki karıncalar dinledi haberci karıncayı sonuna kadar. Ardından düşünce odalarına çekildiler. Bu sırada bizler merkalıca bekliyorduk. Aklıma geldi birden, benim de saçlarım kıvırcıktı aynı ruyadaki karıncanın ki gibi! Ben miyim o karınca diye düşünüyordum ki Konsey karıncalar çıktı salona ve sessizlik...

Başkan Karınca : Bizler düşündük taşındık bir karara bağladık. Karıncalar yardıma gidecektir Gelemere ve her yere haber salınacaktır yardım için. Aramızdan bir karıncayı seçtik gitsin ve herşeyi izlesin. Anlatsın orada yapılanları, karıncaların nasıl çalıştıklarını, dünyaya yardım edişlerini, orman oluşturmalarını, hayatı, her bir detayı tüm insanlara. Seçtiğimiz karınca rüyadaki gibi kıvırcık saçı olan karıncadır. Onun adını da Gelemer koyduk.

İşte böyle başladı benim hikayem. Kararın ardından düştüm yola dağları taşları aştım, sulardan geçtim, karınca arkadaşlarımdan yol bilgisini aldım yol üstünde. Sonunda ulaştım Gelemer çifliğinde tarih 8 Eylül, günlerden Pazardı.

Eve girdiğimde bir kalabalık gördüm insanlar dolaşıyordu mutfakta, odada başkaları oturuyordu. Yasemen'i gördüm. Başladım tırmanmaya üstüne. Omuzuna ulastıgımda gördüm herkesi. Kollektif üyeleri toplanmışlar konuşuyorlardı. Neler yapsak, nasıl yapsak, onu öyle mi yapsak, böyle mi yapsak...
    

                     
                   Benim gelemer maceralarım böylece başlamış oldu.
 


                                                                                                                                ÜMİT YÜKSEL
           

    




   

1 comment:

  1. ümit çok samimi ve içten bir yazı olmuş. eline sağlık

    ReplyDelete