23.09.2012 TARİHİNDE ARKADAŞIMIZ JAN BİZİM İÇİN "TOPRAK" KONULU BİR SUNUM HAZIRLADI, TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Monday, September 24, 2012
Tuesday, September 18, 2012
Biyokömür Sobaları – 2
http://permakulturplatformu.org/?p=2778
Üç denemeden sonra ilk tasarımda başarıya ulaştıktan sonra, diğer tasarımı denemeye koyuldum. Bunun için özellikle şu sitedeki tasarımdan yararlandım:http://www.holon.se/folke/carbon/simplechar/simplechar.shtml.
Bu tasarımda biyokütle kapalı haznede tutuluyor ve dışında yakılan ateşin ısısıyla biyokömüre dönüşüyor.
İlk iş hurdacıdan yine bir büyük ve bir küçük teneke kova bulmak oldu. Büyük kovanın en az 10 cm daha uzun ve 20 cm daha geniş olması önerilmekte. Büyük kovanın altında büyük delikler açtım.
Ardından küçük kovaya odun parçalarını düzgün ve olabildiğince sıkı şekilde dizdim. Bu sefer küçük kovada hiç delik açılmıyor.
Küçük kovayı yere koydum, üstüne büyük kovayı kapattım. Sonra da küçük kovayı alttan tutarak iki kovayı baş aşağı çevirdim.
Küçük kovanın dışına ve üstüne ağaç dalları yerleştirdim ve ateşi yaktım.
Dallar yanarak bittiğinde yeni dallar attım. Bu şekilde 1 saatten biraz fazla ateşi besledim. Sonra ateşi sönmeye bıraktım. Küllere su tuttum ve küçük kovayı 1 saat kadar soğumaya bıraktım.
Sonuçta küçük kovanın dörtte üçü biyokömüre dönüşmüştü.
Bu tasarımda yakma sürecinde çok kısa anlar halinde yer yer duman çıktı, ama genel olarak duman çıkmadı. Büyük kovanın altındaki delikler bir süre sonra tıkanıyor, bunları bir dalla açmak gerekiyor.
Görünen o ki, bu tasarımdaki sobayla her türlü biyokütle kolaylıkla biyokömüre dönüştürülebilir, ama başından hiç ayrılmamak gerekiyor ve zaman zaman duman oluşabiliyor.
Ve de bu sobada yangına karşı daha dikkatli olmak gerekiyor. Gerek sobanın üst kısmından rüzgârla olabilen sıçramalar gerekse alt deliklerden yayılabilen ateş, kuru otlarla kaplı bir alanda tehlike yaratabilir. Hazırlıklı olmalı.
Siz de elinizdeki malzemeye göre denemelerde bulunabilirsiniz. Tasarımları geliştirmek mümkün.
Daha büyük ölçekli üretim için varil ve boru bacasıyla tasarımlar yapılmış (mesela “TLUD stoves” olarak araştırılabilir).
http://biochar.bioenergylists.org/ adresinden pek çok başka siteye ve bağlantıya ulaşmak mümkün.
Bu sobaları denememe ve bu yazıları yazmama vesile olan Datça Kolektife buradan selam!
Biyokömür Sobaları
http://permakulturplatformu.org/?p=2752
Ağustos ayında Datça Kolektifini ziyarete gittiğimde, PDC’sini Mustafa’dan (Bakır) almış olan ve kendisinden biyokömürün faydalarını dinlemiş olan Kolektiften Yasemen, biyokömür (biyochar) sobası yapalım mı diye sorunca, hemen araştırmalara giriştik. İnternetten düzgün bilgi toplamak bayağı zahmetli bir iş. Biyokömür sobalarını, ayrıntılı bir şekilde, adım adım nasıl yapılacaklarını gösteren derli toplu yazı veya videolara ulaşmak 2 günümü aldı.
Sonuçta, çiftlik ölçeğinde, küçük çaplı sobalar için 2 temel tasarımın kullanıldığı sonucunu çıkardım. Her iki tasarımda da iç içe iki kovalı bir soba tasarımı kullanılıyor. İki tasarımda da biyokütle (odun parçaları, dallar, talaş, gübre…) içteki küçük kovaya konuyor. Aradaki fark bir tasarımda doğrudan biyokütlenin yakılması, diğerindeyse biyokütlenin küçük kovada kapalı tutulup büyük kovaya konulan dalların yakılması. Her iki tasarımı da denedik, birkaç denemeden sonra istediğimiz noktaya ulaştık, yani yanma sürecinde duman salmaksızın biyokömür elde ettik. Bu yazıda bu tasarımlardan ilkini, yani doğrudan biyokütlenin yakıldığı soba tasarımını anlatacağım.
İşe hurdacıya gidip biri 5 litrelik biri 2,5 veya 3 litrelik iki teneke kutu alarak başladık. Elimizde kısa bir soba borusu zaten mevcuttu. Küçük teneke kutunun üst tarafını tamamen açtık, büyük kutunun üst kısmını ise küçük tenekenin gireceği kadarını açtık.
Büyük tenekenin alt tarafında dört tarafta irili ufaklı delikler açtık. Küçük tenekenin hem tabanında, hem altında hem de ağzına yakın kısımda delikler açtık. Denemelerden anladığımız o ki, ne kadar çok (ya da büyük) delik açılırsa, havalanma o kadar iyi oluyor ve piroliz işlemi daha rahat gerçekleşiyor.
Üstte sağdaki resimde görülen delik sayısı da yetersiz geldi; küçük tenekede altta bir sıra daha (irili ufaklı) delik açtık ve büyük tenekedeki deliklerin bir kısmını büyüttük.
Daha sonra küçük tenekeyi büyük tenekenin içine yerleştirdik. Küçük teneke kısa olduğu için tabanındaki delikler de iş görecek.
Küçük tenekenin içine kalın ağaç dallarını düzenli, olabildiğince sıkışık şekilde ağzına kadar dizdik. Büyük tenekenin üstündeki iki deliği ve küçük tenekenin büyük tenekeye girdiği yerde oluşan boşluğu çamurla sıvadık.
Artık sobamız yakılmaya hazır. Odunların üstüne biraz kolonya sıktık, çalı çırpı ve talaş ekledik, çakmağı çaktık.
Yanma aşağı doğru yayılınca baca işlevi görecek soba borusunu yerleştirdik. Rüzgâr olduğu için etrafını taşla destekledik.
Yanma süresince, ilk 5 dakika hariç hiç duman çıkmadı. Sadece, yollarda aşırı sıcak havalarda görülen serapvari dalgalı görüntüler vardı, ama duman çıkmadı. Fotoğraflardan pek anlaşılmayacaktır herhalde, ama aşağıdaki bütün fotoğraflarda soba gürül gürül yanmakta.
Bu sobayı sağlam bir üçayakla çaydanlık veya küçük tencere ısıtmak için de kullanmak mümkün.
Yaklaşık 50 dakika sonra yanma işlemi bitti. Üstüne su döktük.
Sonuçta küçük tenekenin yarısı kadar biyokömür çıktı (ne yazık ki diğer işlere daldığımızdan bunun fotoğrafını çekmemişiz). Örneğin mangal kömüründen çok farklı; elle kolaylıkla kırılabiliyor, gayet kolay ufalanabiliyor (2. tasarımdan elde ettiğimiz biyokömürün fotoğrafları mevcut).
Araştırdığımız yazılarda başta koyduğunuz biyokütlenin yaklaşık dörtte üçü elinizde biyokömür olarak kalır, deniyordu. Daha az elde etmemizi kullandığımız odunun eski, yer yer çürümüş oluşuna bağladık.
Bu sobayla kuru ot, gübre rahat yanar gibi gözüküyor. Sadece talaş doldurulur ise havalanma açısından sorun yaşanabilir, denemek gerek.
Bu tasarım özellikle hiç duman çıkarmaması açısından bizi tatmin etti.
Dikkat! Denemek isteyenler rüzgâra dikkat etsin, sobanın başından ayrılmasn. Yanınızda en azından bir kova su bulundurmakta fayda var, bahçe musluğuna takılı hortum varsa ne âlâ.
Monday, September 17, 2012
Sunday, September 9, 2012
Subscribe to:
Posts (Atom)