Çok uzun hikayesi olsada Gelemer' in,
ben size biraz kendi hikayemden bahsedecğim.
Benim adım Gelemer Karıncası.
Benim tüm hikayem köyümüze haberci karıncanın gelmesiyle
başladı. Habercinin gelmesiyle büyük bir konsey toplandı ve
dinlediler haberci karınca ne anlatırsa... Uzaklarda bir yerde bir
arazi varmış. Burası Seda Amca'nın arazisiymiş.
Yeni birileri bu araziye gelmiş ve
toprağa, dogaya, dünyaya zarar vermeden hatta ona yardımcı
olabilecekleri şekilde, gençlere umut getirebilecek bir yaşam
kurmayı düşünmüşler. Kendilerine Datça Sürdürebilir Yaşam
Kollektifi demişler. Hep birlikte istemişler bunları, Seda Amca'da
izin vermiş arazisinde yapmak istediklerine.
Birkaç karınca zamanı geçmiş ve
sonunda başlamışlar çalışmaya. Sonra yanlarına birileri daha
gelmiş sonra birileri daha ve birileri daha...
Hem eğleniyorlar hem gülüyorlar
hem yüzmeye gidiyorlar hem de çalışıyorlamış. Günler böyle
geçip giderken Yasemen bir rüya görmüş:
Arazide bir sürü Karınca varmış
karıncalar öbek öbek, renk renklermiş. Bazıları korkmus
bazıları kızmış bazıları istememiş bu karıncaları. Akşam
oldugunda Yasemen uykuya dalmış. Rüyasında neler yapacağını
düşünmüş karıncalarla. Bu sırada koca kafalı, kıvırcık
saçlı bir karınca gözünün önünde belirmiş. Gözlerini
kırpıştırarak Yasemen' e bakmış:
Yasemen : Sen kimsin?
Karınca : Ben Gelemer Karıncasıyım.
Yasemen : Gelemer Karıncası mı? Peki
ne yapıyorsun?
Karınca : Buraya geldik hepimiz.
Yasemen : Neden geldiniz?
Karınca : Çalışmak için.
Yasemen : Siz ne yapabilirsiniz ki! Siz
çok küçüksünüz.
Karınca : Biz her şeyi yaparız
merak etme sen...
Yasemen : Ama niye geldiniz ki?
Karınca : Ama bizi sen çağırdın
ki :) :)
Sabah olmuş. Yasemen koşmuş dışarı
ve bağırmış: Ellemeyin karıncaları! Bir şey yapmayın. Onlar
bize yardıma gelmişler!
Konseydeki karıncalar dinledi haberci
karıncayı sonuna kadar. Ardından düşünce odalarına çekildiler.
Bu sırada bizler merkalıca bekliyorduk. Aklıma geldi birden, benim
de saçlarım kıvırcıktı aynı ruyadaki karıncanın ki gibi! Ben
miyim o karınca diye düşünüyordum ki Konsey karıncalar çıktı
salona ve sessizlik...
Başkan Karınca : Bizler düşündük
taşındık bir karara bağladık. Karıncalar yardıma gidecektir
Gelemere ve her yere haber salınacaktır yardım için. Aramızdan
bir karıncayı seçtik gitsin ve herşeyi izlesin. Anlatsın orada
yapılanları, karıncaların nasıl çalıştıklarını, dünyaya
yardım edişlerini, orman oluşturmalarını, hayatı, her bir
detayı tüm insanlara. Seçtiğimiz karınca rüyadaki gibi kıvırcık
saçı olan karıncadır. Onun adını da Gelemer koyduk.
İşte böyle başladı benim hikayem.
Kararın ardından düştüm yola dağları taşları aştım,
sulardan geçtim, karınca arkadaşlarımdan yol bilgisini aldım yol
üstünde. Sonunda ulaştım Gelemer çifliğinde tarih 8 Eylül,
günlerden Pazardı.
Eve girdiğimde bir kalabalık gördüm
insanlar dolaşıyordu mutfakta, odada başkaları oturuyordu.
Yasemen'i gördüm. Başladım tırmanmaya üstüne. Omuzuna
ulastıgımda gördüm herkesi. Kollektif üyeleri toplanmışlar
konuşuyorlardı. Neler yapsak, nasıl yapsak, onu öyle mi yapsak,
böyle mi yapsak...
Benim gelemer maceralarım böylece
başlamış oldu.
ÜMİT YÜKSEL
ümit çok samimi ve içten bir yazı olmuş. eline sağlık
ReplyDelete